30 Ağustos 2013 Cuma

Büyükkuş




Eskiden olsa "25'mi? Ohaaaa, çok yaşlı" derdim. Kırklı yaşlarında olanların direk bir ayağı çukurdaydı benim gözümde.
Büyük olmaya, abla olmaya, topuklu ayakkabı giyip çantamı koluma takarak istediğim yere yanımda annem olmadan tek başıma gidebilmeye özenirdim. Evcilik oyunlarında hep abla yada anne olurdumki, en azından oyun içinde kardeşime büyüklük taslayabileyim diyerekten:)
Gözlük takmayı bile bir büyüklük göstergesi olarak düşünür, cin gibi gören gözlerim için "benim gözlerim aşırı bozuk, kesin gözlük takmalıyım ben" diye tutturur, gözlük takmak için adeta yırtınırdım.
Böyle değişik bişeydim yani özetle. Sanki büyüyünce elime ne geçecekse, öyle bi büyüme aşkı vardı içimde:)

Gel zaman git zaman, bi bakmışım 30'um. Hani şu yazıyla otuz olan otuz. 
Bikaç sene önce ohaaa dediğim 25, artık hiç de öyle büyük gelmemeye başlamış. Otuzlu yaşlar genç, kırklı yaşlar ortaya yakın genç olmuş, taaa yetmişler filan yaşlıymış artık. Hatta bazen 65 yaşında dünyadan göçenler için "yazık daha gençmiş" dediğim bile görülmüş. Düşünki öyle bi olgunlaşma, öyle bi yaşını benimseme, öyle bi gereğinden hızlı büyüme.
Ben küsüratı sevmem. Tıpkı televizyonun sesini açarken asla 27'de yada 28'de bırakmamam gibi. İllaki 30 olcak. Yada 20. Ortası mümkün değil.
O yüzden alışmam çok zor olmayacak, yuvarlamaya gerek olmadan, iki hecede bitcek. 
O-tuz.
Dipnot: Bir diğer güzel yanı da, dudaklarımı daha dolgun gösterecek bi yaştayım artık. Soranlara dudaklarımı öne doğru uzatarak böyle dolu dolu otuz diycem aauhauahua :))

Günlerce bordo t-shirt diye yırtındım




Günlerce bordo t-shirt diye yırtındım. Erkek-kadın bakmadığım reyon kalmadı. Yok. 
Sanki benim almaya karar verdiğimi duyar duymaz millet avm'leri talan etmiş ve bütün bordo tshirtleri bitirmiş gibi.
Sonra gözüme Erman'ın, çamaşırlıkta 1 hafta beklemekten solmuş ve hatta çamaşırlığın tellerinin izi çıkmış bordo tshirtü ilişti.
Aldım onu içeriye:)
Önce bi tersini çevirdim. Sonra yakasını kestim.
 ve Erman'ın, benim bu tarz baştan yaratma çalışmalarıma alışmış bakışları eşliğinde giydim üstüme:) Dönüp de bir "aga napıyosun?" bile demedi, o derece alışmış bu görüntüye :P
Demekki neymiş, bir makas herşeye yetermiş:)

dipnot: Duyan da tasarım harikası bişey yaptım sanır:P


Elini havalandırmak için


Elini havalandırmak için camdan dışarı çıkaran taksi şoförünün el hareketlerine anlam vermeye çalışan arkadaki aracın şoförü gibi hissediyorum kendimi bi süredir.
Acaba bana bişey mi demek istedi, acaba noluyo orda, benim de el sallayarak tepki mi vermem gerekiyo? Kafamda bir sürü soru.